Outback (taşra) Avustralya’nın kurak bölgelerini, çoğunlukla vahşi doğayı oluşturan bitki ve hayvanlar bütününü ifade etmektedir. Avustralya’nın eşsiz hayvanları olan kanguru, dingo, vahşi köpekler ve develer, atlar bu taşrada ve ormanda tamamen özgür olarak yaşamlarını sürdürüyor. Timsahlar, diğer yaygın sürüngenlerle birlikte, taşra bölgelerinin nehirleri içinde yaşıyor. Burada sayısız farklı türde kuşu da gökyüzünde görmeniz mümkündür.
Avustralya’nın taşra bölgesinde çevre pastel renklerin hâkim olduğu bir gökkuşağı gibidir. Uzun kubbelerden dik tepelere kadar kırmızı renkteki kayalık manzaralar tüm bölgeye hâkim. Bu arada, parklar ve ormanı farklı bitki örtüsünün birleşimi nedeniyle yeşilden mora doğru değişen renklere sahip. Su manzaraları ise gökyüzüne bağlı olarak değişen tonlar ile çoğunlukla mavi renkte. Güneşin altın sarısı rengi de tüm nehri ışıl ışıl parıldatıyor. Hayvanların renkleri olan siyah ve kahverengi de vahşi doğa hissiyatını çok güzel bir şekilde veriyor.
Çoğunlukla Kuzey Bölgesi’nin ve Batı Avustralya’nın bir bölümünü kaplayan geniş alanı ile arazide turistik yerler sonsuz seçenekler sunuyor. Çevre dostu ziyaretçiler ormanları ve şelaleleri ile ulusal parkların tadını sonuna kadar çıkarıyor. Avustralya, dünyada en geniş doğal koruma bölgelerini bulabileceğiniz ülkelerden. Özellikle hayvan severler için tam anlamıyla bir cennet olan ülkede kangurular ve timsahlar taşrada her an her yerde karşınıza çıkabiliyor.
Kakadu ve Purnululu Ulusal Parkı, çok sayıda hayvan türünü bir arada görebileceğiniz bir durak. Uluru-Kata Tjuta Milli Parkı ise Kings Kanyonları ve Flinders muhteşem ötesi manzaraları ayaklarınızın altına seriyor. Diğer önemli yerler arasında Coober Pedy, Broken Hill ve Kalgoorlie’deki maden alanları yer alıyor. Tarih severler için, aborijinler sanat alanları, dinozor fosilleri ve diğer arkeolojik alanlar, çoğunlukla milli parkların içinde olan bölgede bulunuyor. Kırsal kesimi gezmek için iyi bir fiziksel dayanıklılık ve kesinlikle 4×4 bir araç gerekiyor.
Olgas ve Kata Tjuta Parkları
Olgas ya da Kata Tjuta, Uluru-Kata Tjuta Milli Parkı’nın iki büyük turistik destinasyonlarından biri. Kata Tjuta, tam kelimenin anlamı “çok baş” demek ve büyük kubbeli kaya oluşumları grubunu ifade ediyor. Genellikle Olgas olarak bilinen kubbe, Württemberg Kraliçesi’nin adını taşıyan ve en uzun kubbenin adı. Olga Dağı, deniz seviyesinden 1.066 metre yükseklikte Uluru’ya bile tepeden bakan bir görüntüye sahip. Toplam 36 baş kubbeye sahip Olgas, kırmızı renkli kayalardan oluşuyor. Tepedeki düz kayalık kubbe milyonlarca yıl önce çok sert rüzgarlar tarafından oluşturuldu. Kayalar da tortul kayaçlardan ve kum taşlarından oluşuyor. Kayalık arazisi nedeniyle buraya gelmek için en iyi zamanı kestirmek oldukça güç ancak havanın aşırı sıcak veya soğuk olmadığı ilkbahar ve sonbahar mevsimleri en uygun zamanlar gibi görünüyor.
Parkın çöle benzeyen atmosferi güzel bir yürüyüş için oldukça uygundur. Ziyaretçiler Olgas’da iki farklı parkuru seçebilir. Siz de kolay bir gezinti için Walpa Gorge Yürüyüşü’nü tercih edebilirsiniz. Biraz daha zoru sevenler için ise Rüzgarın Vadisi’ni öneririz. Yürüyüş parkın dar ve dik yamaçlarını olduğundan çok dikkatli olun. Kata Tjuta’nın ayrıca manevi ve kültürel bir önemi de var. Aborijinler sık sık geleneksel törenlerini bazı yürüyüş parkurlarının yakınlarında yaptıkları için buralar saygı ve kültürün korunması amacıyla ziyarete kapatılmış durumdadır.
Olgas, kırmızı kubbeleri diğer kaya oluşumlarına karşı yüksekliğiyle tepeden müthiş bir manzara sunuyor. Güneşin yükselerek yer değiştirmesi, renklerin de sürekli değişmesine sebep oluyor ve bu tüm gün boyunca güneş batana kadar devam ediyor. Turuncudan derin mora, tepedeki mavi ve beyaz gökyüzüne, yeşil kırsal bölgeye baktığınızda bu renkleriyle Olgas kesinlikle görülecek bir destinasyon olarak listenizde yer almalıdır.